Seçim yaklaştıkça hararet artıyor. Seçimin ‘kesilme’ durumunda olduğu inancı güçlendikçe, bu sıcaklık ‘tuhaf’ sonuçlara yol açıyor. Aslında garip kelimesi yetmiyor, ilkesiz, ucube tavırlar her yerde var. “Deniz Gezmiş yaşasaydı Erdoğan’a oy verirdi” diyen ‘demokratik solcu’ mu dersiniz, yoksa Kürt-İslamcılarla model mont giyip doğalgaz miski gibi poz veren Türkçülere mi dersiniz… Tekmili aniden şovda.
Bugün bir yenisi eklendi.
Yazar, gazeteci ve dilbilimci Sevan Nişanyan, Türkiye’nin özgün kişiliklerinden biridir. Sezar’ın hakkı Sezar’a gidiyor: Türkiye’de kalem tutup da Nişanyan Sözlüğü’ne düşmeyen yoktur herhalde. Ancak Nişanyan sık sık sansasyon yaratmayı başarır. Duvar okuyucu birçok olayı biliyor, tekrar etmeye gerek yok. Fakat uzun bir süre din düşmanı, kâfir, Ebu Cehil’in torunu gibi müstesna isimlerle anıldı. 2013 yılında kişisel blogunda yayınladığı bir yazı nedeniyle “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan 13,5 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Kısacası Sevan Nişanyan adı 2010 anayasa değişikliğini desteklerken iktidardakilerin, özellikle İslamcı kesimlerin tüylerini diken diken etti.
Bugünün seçim canavarlığının devreye girdiği yer burasıdır.
Bir süredir yurt dışında yaşayan Sevan Nişanyan (bu nedenle iktidar medyasında diğer sıfatlarının önüne ‘kaçak’ ekleniyor) bir görüntü yayınlayarak şunları söyledi:
“Kılıçdaroğlu ağzıyla kuş yakalasa, ekonomi çökse de bu yıl, gelecek yıl, gelecek yıl, gelecek yüzyılda, havada karada Erdoğan kazanacak. Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması mümkün değil. Yani biraz siyasi öngörüsü olan, biraz siyaset anlayışı olan, biraz Türkiye’yi bilen, İstanbul ve Ankara’nın 1-2 ilçesi dışında bir kişinin Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını düşünmesini saçma buluyorum. Kılıçdaroğlu hiçbir şeyi temsil etmediği için kazanamaz.”
İktidar medyası bu sözleri davul ve zurnalarla karşıladı. Bunu duymaya ne kadar ihtiyaçları var! Ama şimdi bu sözlere sahip çıkarken bunu söyleyenler de eskisi gibi din, kaçak, FETÖ vs. hayır deme şansınız var mı? Ancak çıkmaza girmiş gibi görünen bu durumu çok ‘kolay’ bir şekilde çözdüler.
Yeni Şafak, “Sevan Nişanyan çarpıcı açıklamalarda bulundu” diyerek ağzından “Erdoğan havada ve karada kazanıyor” manşetini attı… Yeni Şafak bu sözlerin sahibini nasıl sunuyor? İşte böyle: Muhalefetiyle tanınan yazar…
News 7 internet sitesinde “Kılıçdaroğlu muhalif yazar Nişanyan’dan çıkış” manşeti atıldı. Görüntüyü de gururla yayınladılar…
Takvim gazetesi, “Muhalif yazar Sevan Nişanyan’dan kronik muhalifleri çıldırtacak sözler” duyurusunu yaptı.
Türk gazetesi ise tanımda ‘fark’ yaratıyor: “Ermeni yazar Sevan Nişanyan’dan muhalefeti kızdıracak sözler…” Türkiye gazetesi yazı işleri müdürü, “Nişanyan’ın gerekçeleri dikkat çekti” diyor. Hangisi dikkat çekici ilişkiyi belirtmedi, ağız tutma mı yoksa “bir şeyi temsil etmediği için” analizi mi?!
Ancak Nişanyan, Aralık 2022’de twitter hesabından şunları yazmıştı: “2023’te öyle ya da böyle seçimler yapılacak ve Erdoğan kazanacak. Ekonomik durum sandığınız kadar kötü değil. Arkadaşlarımın işleri fıstık gibi gidiyor” diye yazdı ve bire bir şefkatli ilgi görmemişti.
Yani ‘bıçak geri’ kaygısının bıçak kısmı, bazı medyayı giderek daha fazla tedirgin ediyor. Hal böyle olunca git 20 saniyelik bir imajla ‘din düşmanı’ sen oluyorsun, anlayışlı ‘muhalif yazar’sın…
Öte yandan, bu tedirginlik hızla ilkesizliğe, ilkesizlik de alçakgönüllülüğe dönüşür. Nişanyan’ın konuşmasında düzeyi aslında Yeni Şafak’ta editör onayıyla yayınlanan bir okurun ‘yorumunu’ özetliyor. Fikret Türk adını kullanan bir ‘okuyucu’, haberin altına şunları yazdı: “Ermeniyim diyorsun ama en azından bizim cuhapekk halkımız akıllı ve gerçekçi”…
Eh, “pardon Ermenice” okur yorumuyla uyumlu görünüyor…
